31 Ağustos 2014 Pazar

Youtubeden video ekleyemezsem bende böyle yaparım dinlemelisiniz :)

Adam gibi sevgilide bu dünyada kalmadii :))

şansım beni bulmadi
çok denedim olmadi
adam gibi sevgilida
bu dünyada kalmadi
sevdanın ateşine
gezmem daha peşine
artık sevmem bir daha
döndüm kendi işime
şansım beni bulmadi
çok denedim olmadi
adam gibi sevgilida
bu dünyada kalmadi
 :)))

30 Ağustos 2014 Cumartesi

sallandıracaksın böylesi herifleri meydanda bak bakalım bir daha yapıyor mu !

Doktor bir arkadaşımla konuşuyoruz geçenlerde anlattığı şey tüylerimi ürpertti 15 yaşında bir kız babasından dayak yemiş çocuk işte, üzerinde şalvarıyla evden çıkmış stadyumun o civarlarda dolaşıyormuş motorlu birisi yaklaşmış yanına gel seni eve götüreyim demiş kızcağız da güvenip binmiş götürmüş dülükbabaya bu adi köpek kızı hayvan gibi tecavüz etmiş köpek herif aklıma geldikçe öfkeleniyorum kızı atmış bir köşeye birde binmiş gelmiş. Kızcağız hastaneye gittiğinde kusuyormuş kendimden tiksiniyorum korkuyorum abla demiş ben bütün acımı unuttum yaşadıklarımı unuttum ailem beni böyle kabul etmez öldürürler beni diye titriyormuş kız..

Ulan hayvan eline geçti ? On dakikalık zevkin uğruna o küçücük çocuğun hayatını mahvettin.Aynısı senin annenin kız kardeşinin başına gelse namus timsali olursun ama  ! Bende bi kadın olarak söylüyorum ki bu ülkede değil kadın olarak yaşamak yürümek bile zor ...

28 Ağustos 2014 Perşembe

Günaydın :)

Düğün dernekti derken yazamadım size son durumu  veeee sonunda işe alındım sınav çok iyiydi  :))  Biraz heyecanlandım ama oldu takılmadım hiç, ekranda sadece kendimi görmem gerdi biraz onuda hallettik iş kadınıyım artık :P Neyse ben hazırlanmaya gidiyorum malum ilk iş günü kahvemi içip kendime gelip çıkıcam bana şans dileyin (:

27 Ağustos 2014 Çarşamba

kimse benle ilgilenmiyor hastayım ben:(

yaaa of of ne kötü bi gün en başından beri sabah kalktım iş görüşmesine gittim eksik evrak kalmış yarın bidaha gtcem .ordan çıktım arkadaşımla buluşacaktım onbes dakıka bekledim sınavı çıktı bende arkadaşıma gideyim dedim anlaştık bindim gittim hayvan gibi  gazoz içirdi bana bardagın sayısını bilmiyorum ordan çıktım kuzenin kınası vardı hazırlandım süslendim püslendim majyajımı yaptım topuklu ayakkabı üzerinde yürüme denemesi falan derken hazırlandık çıktık annemlerle sonra bir mide agrısı bir mide bulantısı yarı yolda indim tek başıma 1 km yürüdüm eve geri döndüm :( Hala çok kötüyüm midem ve sırtım felaket ağrıyo :(
Sonuç mu ?
Herkes eğlenirken ben kucağımda laptop pijama kombinimle evde ağrılarımla boğuşuyorum ilgi istiyoum ben yaaa banane  :|



26 Ağustos 2014 Salı

Sıcak suyla denesenize buzlu su kadar eğlenceli olacak mı !

ALS hastalığının olayı şudur ;Vücut sıcağı ya da soğuğu kısacası acıyı hissetmez.Yani (gerçekten) destek vermek için yapmanız gereken şuydu,kafanızdan aşağı buzlu su dökülür (nedense sıcak su değil) ve siz yiyorsa ona tepkisiz kalırdınız çünkü hastalığın olayı o.Destek budur o acıya rağmen öylece durmaktır.Ama çığlık atıp gülmeniz bağırıp çağırmanız bunun çok zıttı bir olaydır.Yani destek lafının yanından bile geçmeyen bir tavırdır.Arada bayağı fark var,bilgilerinize.

Artık acıtmıyor günaydınsız sabahlar, alışıyorum... Günaydın, artık uyandım...

Uzun zamandır ilk defa bir sabah kendim için bir şey yaptım. Uyanır uyanmaz telefona bakmak yerine, beni mutlu eden bir şarkı açtım.Saçlarımı kestim kısacıklar artık.Makyaj yaptım pijamalarımı giydim. Buzdolabıyla olan ilişkimiz de pek iyi değil şu sıralar görüşmüyoruz çok . Sabah kahvelerim var bir de sezen :)Daha az üzülüyorum artık hiç üzülmüyorum dediğim zamanları yazmak dileğiyle.. 


24 Ağustos 2014 Pazar

Günaydın sevgili kaybım. Miğrene dönen baş ağrım..

"Kafana çivi çakmayı bile düşündüm, ama daha kötü bir şeye karar verdim; seni görmezden geleceğim."




Olma ! Mutlu olma ! Allah seni kahretsin !

Nasıl ya ? Biz her şeyi birlikte yaşamadık mı ? Mutluyken hep yanımdaydın da ilk mutsuzlukta nasıl başka bir kadına gidersin ? Bunu bize nasıl yaparsın ? Tamam bitti biliyorum bitti kahretsin bitti biz diye bir şey yok bitti bu kadar mıydı yani bir ay sonra başka bir orospuya gidecek kadar mıydı sevgin ? ölüyordun lan ölüyordun bana ne oldu? Çok mu aşıksın ? Onu ayrı gülüşünü ayrımı seviyorsun. Ulan Allah belanı versin be Allah seni kahretsin emi sürüm sürüm sürün.Bir kalbi kırıp yarı yolda bırakıp başkasının kollarında bulduğun huzuru bitmeyecek bir hesapla öde.
Özlüyordum seni be yaptığın onca şeye rağmen habersizce terk edip telefonlarıma çıkmamana rağmen her yerden her şeyi silmene rağmen.. sen ne yapmışsın bir orospuya gitmişsin beni bıraktığına değdi mi mutlu ediyor değil mi seni , çok mutlusunuz yazıklar olsun sana karaktersiz yavşağın tekiymişsin boşuna yaşıyorsun aldığın nefes dünyaya zarar.
Çok sev çok bağlan her şeyi yap onun için tabularını yık asla yapmam dediğin her şeyi onun için yap çok güven tam ona sımsıkı sarılmışken bir sabah ellerini bırakıp gitsin geber ulan geber !

Yüreğiniz burkulacak.... Canınız yanacak.... Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz..

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak...
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırlayacaksınız...
Sokaklar da dar gelecek....
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendinizi taşımayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar  küçüleceksiniz...
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan....
'Önemli olan sağlık.'
'Yaşamak güzel.'
'Boş ver, her şey unutulur.'
Siz hiçbirini duymayacaksınız...
Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.
O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
'Ölüme çare bulundu' ya da 'Yarın kıyamet kopacakmış' deseler başınızı kaldırıp 'Ne dedin?' diye sormayacaksınız...
Yalnız kalmak isteyeceksiniz...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... İkisi de yetmeyecek.
Geçmişinizi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz.... Gittiğiniz yerlere gitmek...
Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız.
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız...
Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...
Hiçbir şey oyalamayacak sizi...
İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek,dinleyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de 'Hiç güneş doğmasa' diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...
Yüreğiniz burkulacak....
Canınız yanacak....
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksınız...
Buna yaşamak denirse...
 
Razı mısınız bütün bunlara?
Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye?
O halde aşık olabilirsiniz!..

Unutur gibi olursun yeniden çıkar karşına , sonra yeniden gider..

"Bir Türkü Barda tanıdım Mehmet’i ben. Onu tanıdığım Türkü Barın da sahibiymiş. Bir hafta sonu öğretmen arkadaşların ısrarıyla eğlenmeye gitmiştik. İçimizden birinin de samimi arkadaşıymış Mehmet. Eskilerdenmiş, eski hızlı solculardan. Gecenin ilerleyen saatlerinde öyle yanımıza geldi. Tanışma faslından sonra masamıza oturdu. İlk başta kaba saba ayının biri gibi geldi bana pek ilgilenmedim onunla ama bütün gece gözlerini bana dikmiş bakışlarıyla yiyordu beni sanki. Ve sonra göz göze gelince de bakışlarını kaçırıyordu benden. Uzun bir saat sürdü böyle. Bazen inadına gözlerimi ona dikiyordum. Bakışlarını benden kaçırmak için gösterdiği o tuhaf çabayı görmek için. Neyse o tuhaf oyun sürerken içkiler su gibi akıyordu. Hepimiz dut gibi sarhoş olmuştuk. Böyle en çok da ben. Önüme ne konsa içiyordum böyle ayakta duracak hâlim kalmamıştı. İçtikçe sürekli çişim geliyordu. Böyle tuvalete gitmek için masadan kalktığım anlarda bir iki kere bunun üzerine düşer gibi oldum. Kıpkırmızı olup beni tutmaya çalışarak düşmemi engelliyordu. İçimden ayı bilerek üstüne düştüğümü sanıyor diyordum. Ve doğruydum herhalde çünkü artık bakışları pervazsız bir hâle geldi. Beni soymuyor bakışlarıyla yiyordu, düzüyordu sanki. Neyse, ne kadar oturduk bilmiyorum. Artık iyice sarhoş olmuştum. Böyle ayakta duracak halim kalmamıştı ama ancak oturmayı becerebiliyordum. Böyle saat iyice ilerledi. Bir türkü geldi aklıma. Sözlerini de melodisini de tam çıkaramıyorum, mırıldanıp duruyorum türküyü. Neyse, bu saat iyice ilerledi müşteriler gitti. Bizim grup iyice sarhoş oldu. Böyle küçük kavgalar, kıskançlıklar çıktı ama bu hepsini ayırıp barıştırdı. Kimse bize gidin de diyemiyor. Patron masada ya. Neyse, ben hâla o türküyü mırıldanıp duruyorum. Sonra bir an böyle sen ne mırıldanıyorsun dedi. Türkü dedim. Sözlerini de melodisini de çıkaramıyorum. Biraz mırıldan dedi, mırıldandım. İçeriden garsonlardan birine seslendi. Garson bunun yanına koşarak geldi. Çocuğun kulağına eğildi bir şeyler söyledi. Koşarak gidip sahneden bağlamayı getirdi buna. İçimden, ayı hâla hava atıyor diye geçirirken benim o mırıldandığım türküyü çalmaya başladı. Bak sen ayı bağlama da çalabiliyormuş dedim. Neyse, ardından türküyü de söylemeye başladı. O türküyü söylemeye başlar başlamaz onun sesini duyar duymaz bir an da başka bir zamana geçtim. Böyle büyülendim. Bütün gece hatırlamaya çalıştığım türküyü o kadar güzel söylüyordu ki. Masadaki herkes ağlamaya başladı, ben dahil. O kadar güzel türkü söyleyip o kadar güzel bağlama çalan bir adam çok iyi biri diye düşündüm ve o an içimden bu adam benim olmalı dedim. Ben de onun. Öyle de oldu. Biz o gece birlikte olduk. Ertesi gün çekti gitti. Bir gecede aşık olmuştum ona. Kendimi kaptırmıştım. Böyle yiyemiyor, içemiyor böyle kendimi derslere veremiyordum. İstanbul sokaklarında ruh gibi dolaşıyordum. Ama ortalarda yoktu, aramıyordu da. Neyse bir gece böyle delirip onla tanıştığım Türkü Bara gittim. Yoktu. Çalışanlara sordum ama bana nerede olduğunu söylemiyorlardı. Böyle delirecek gibiydim. Bütün aklım onunla doluydu. Kendimi unutmuştum. Böyle ailemi, işimi… Nedensiz ağlama krizlerine giriyordum. Böyle işte otobüste, okulda. Bir gün okuldan çıkmış eve gidiyorum böyle vazgeçtim. Sokaklarda amaçsız dolaşmaya başladım. Çünkü eve girdiğim zaman yalnızlıktan onu daha çok düşünüp daha kötü oluyordum. Ne kadar dolaştım bilmiyorum. Mağaza vitrinlerine, sinema afişlerine baka baka uzun bir zaman geçirdim. En son uyuma vakti geldi diye eve döndüğümde onu kapıda beni bekler buldum. Delirdim, vurdum ona. Öptüm, yeniden vurdum ona, yeniden öptüm. Ağladım, güldüm… Onunla hayatımın en güzel bir haftasını geçirdim. Ama bir hafta sonra yeniden gitti. Artık delirecek gibiydim. Öküzler gibi bağıra bağıra ağladım. İçim çürüyordu. Böyle organlarım büzüşüyordu. Yok dedim bu böyle olmayacak, unutmam lazım bunu dedim. Terapistlere gittim unutamadım. Başka erkeklerle flört ettim unutamadım. Böyle her gece sarhoş oldum unutamadım. Unutamadım. En son izimi kaybettirmek için işte geri döndüğünde beni bir daha bulamasın diye bu mahalleye taşındım. Unuturum dedim, unutur gibi oldum ama yeniden çıktı karşıma. Ben onu ne kadar çok sevdiğimi yeniden anladım. Ve o yeniden gitti. Neden gidiyor bilmiyorum. Onu tanıdığımı sanıyorum sonra hiç tanımadığıma karar veriyorum. Bu sefer onu çözdüm diyorum sonra bir bakıyorum ona ben hiç yaklaşamamışım bile. Bunu fark ediyorum. Ve her gittiğinde deliriyorum. Ve bulamıyorum onu. Ve merak ediyorum. Ve özlüyorum… Ama bu kez unutacağım onu. Geldiğinde kapıyı açmayacağım ona. Ona kucağımı açmayacağım. Onu yatağıma almayacağım. Dokunmayacağım ona. Koklamayacağım, onu öpmeyeceğim. Ve unutacağım onu. Unutacağım…"


23 Ağustos 2014 Cumartesi

Sonsuz Teşekkürler ..


Artık hayırlısını diliyorum bende ikimiz için
 Sonsuz teşekkürler sana ziyan olan bir aşk için...





22 Ağustos 2014 Cuma

Ay hasetimden çatlıcam şimdi - .-

Facebook ta bir grup var dahil olduğum Gelinler toplandık adı. Aman aman herkes nasıl mutlu nışanlımda nışanlım kocamda kocam hayır yani olan var olmayan var ayıp değilmi ulu orta mutlu oluyorlar -.-
 Birde ;
-Nışanlısıyla akşamları çıkanlar
-Nışanlısı/kocası doğum gününde süpriz yapanlar
-Nışan bohçasını paylaşanlar
Nışan/düğün fotograflarını paylaşanlar

bekleyin gözüm devircek sizi çok kaşındınız siz :D

Ve  gelemeyen gelecekteki eşime benden not:

21 Ağustos 2014 Perşembe

Üzülünce kendini sigaraya alkole veren insanlara selam olsun sizin için daha iyi bir çözümümüz var ;)

Bazılarına Yaz ya kulum demiş Rabb im yüreğine sağlık adam !

Az önce seni özlediğimi fark ettim…
Biliyorum bunu sana defalarca söylemişliğim var, ama bu defa çok daha başka inan bana... Fotoğrafını izledim biraz, orada gülümsüyorsun, gözlerin ışıl ışıl.. Sanki canlanıp sarılacak gibisin boynuma. 
‘Ben hiç gider 
miyim deli?’ der gibi bakıyorsun.
Ağladım…
Az önce seni aramak istedim. 
Bunu yapıp yapmamam gerektiğini sorguladım. Birçok korkum oldu. Telefonunu değiştirmiş olabilirdin ve ulaşamayabilirdim sana. Ya da meşgul çalabilirdi. En kötüsü de tanımadığım bir adam çıkabilirdi telefona… Bunun beni nasıl incitebileceğini düşündüm.
Kahroldum sonra. Ağladım…
Dünyadaki hiçbir şey senin sesindeki huzuru vermiyor… Başka hiçbir şey ruhuma iyi gelmiyor.
Az önce aradım seni, ‘alo’ dedin.
Saç uçlarımdan tırnak aralarıma kadar uyuştuğunu hissettim tenimin. Göğsümün ortasında bir canlı bomba infilak etti o an. Bunun nasıl acı verdiğini bilemezsin. Bütün duygularım paramparça. Titreyerek gülümsedim az önce, ağlamaklı gülümsedim, acıyla yüzleşerek gülümsedim… Yüreğim acıdı o an, gözlerim dolu dolu sesini dinledim.
Bunu yapmamam gerektiğini biliyordum… Seni bir daha aramanın bana acı vereceğini, eskisi gibi huzur vermeyeceğini, bunun bir şey değiştirmeyeceğini bile bile aradım. 
Seni dinleyerek düşündüm. Bunun artık uyanmam gereken bir kâbus olmasını diledim.
Ağladım…
Az önce arayan gizli numara bendim…

EZGİN KILIÇ

19 Ağustos 2014 Salı

Ne oluyo ki ^_^

Günaydınn canlarım benim :) bu blogu açarken ilgilenenlerin sayısı 500 ü geçmez derken 1500 leri görüyorum ve çok hoşuma gidiyor.İyki varsınız.Geçmiş yazılarıma bir baktımda valla daha orjinal bir kızmışım ben be beddualarımda kendi çapında gayeet iyimiş :))

Yazılarımdaki performans düşüklüğü beni mutsuz etmiyor ama geçiyor demekki  .Çünü acı çeken ,canı çok yananların işidir yazmak. İçinde söyleyecek milyonlarca laf vardır anlayacak hiç kimse kendine yönelirsin sende başlarsın yazmaya .. Yazarken içinde yanan o ateşi gözyaşları körler.Okurken birdaha yaşarsınaynı şeyleri.. Acı hiç geçmez acıtan hiç unutulmaz..

Zaten benimki aşk acısı değildi yavaş atın çiftesi pek olur cinsinden bir şeydi bir çeşit travma bu ama ne olursa olsun üzüldüm kırıldım incindim ..Beni bu kadar üzeni de bunu bana yaşatanı da asla unutmayacağım ama yerine yenileri gelecek ve bir gün mutluluktan gözüm bu acıları görmez olacak  işte o gün acıtanların acıyacağı gündür haydi bakalım  :)


Yine Günlerden Şarkılarla Darmadağın olmaca .

Bazıları gidiyor.
Bazıları alışmaya çalışıyor.
Hayat işte. Pek bir şey kalmıyor geriye.
Oturup saatlerce ağlamana sebep olan şeyler, bir süre sonra sadece gözlerinin dolmasına sebep olabiliyor.
-Sokakta yanından geçen birinin parfümü. 
Başkasının sesini ona benzetmek.
Onunla dinlediğiniz şarkılar. Beraber gittiğiniz yerler.
Hatta sadece adını duymak.-
Unuttum diyorsun artık etrafındakilere değil mi. Sen kimi kandırıyorsun. O kadar kolay mı unutmak.
Her ‘Unuttum.’ cümlesinin altında ‘Gel artık çok özledim.’ yatıyor aslında değil mi. Bütün gücünle bağırmak istiyorsun. Olmuyor ama işte. Sesin çıkmıyor.
O başka kollarda huzur bulmuşken sen onun mutluluğuyla yetinmeye çalışıyorsun. Elinden bu geliyor sadece.
Sonra farkında olmadan bir başka dünya yaratıyorsun kendine.
Hayallerini en kara kutulara saklamak zorunda kalmadığın. Her gece burnunu onun boynuna yaslayıp kokusuyla uykuya daldığın, her sabah onunla uyandığın bir dünya kuruyorsun kendine.
Ve onu başkasıyla gördüğün, duyduğun her saniye dünyan başına yıkılıyor.
Asla bıkmıyorsun değil mi. Hep yeniden, yorulmadan tekrar yaratıyorsun dünyanızı.
Ve hala döneceği günü bekliyorsun değil mi. Yapma. Yaralama kendini daha fazla.
Kendi ellerinle yık son kez o dünyayı.
Bu defa onu ne kadar özlediğin değil de ne kadar güçlü olduğunu haykır gerçek dünyaya.
Yapamıyorsun değil mi.
Biliyorum.






Gülmeye epeyce ihtiyacım olduğu bir dönemde yeni dizilerimden biriside kaçak gelinler :) eee aşk özürlü olursan tabi başkalarının aşk hayatlarını anlatan dizilerin başından kalkmaz hale gelirsin alevcim :) Keyifli dinlemeler :))



13 Ağustos 2014 Çarşamba

Seni Seviyorum Baba ..

Babamı sevmediğimi sanırdım.o iş hiçte öyle değilmiş.Dün gece içime bir öküz oturdu resmen nefes alamayacak kadar çok sıkıldım üstüne birde baş ağrısı.Neyse yemek için masaya oturduk babamdaki solgunluğu fark ettim.
-Neyin var baba ? Dedim.
+Çok halsizim. Dedi.
Yemeği yedik ve babam kalkmakta zorlandı iki üç kere kalkış denemesinden sonra kalktı yürürken zorlanıyordu.Hepatitinin artma ihtimali vardı ki ciğerleri iflas edebilirdi. Tüylerim ürperdi korktum ya bir şey olursa korkusu sardı beni sonra geçmişten gelen öfkem yüzünden ona kötü davranmanın verdiği pişmanlık ağlamamak için çok zor tuttum kendimi.Babam kahveyi çok sever elimden kahve içmeyeli epey oldu telafi kahvesi yaptım hemen yorgunluğunu da alsın ümidiyle bolca süt koydum mutlu oldu.
 +Ellerine sağlık ,Teşekkür ederim kızım.Dedi. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar içten kızım dedi benim babam.
Sabah aradım.
-Nasıl oldun baba ?
+ İyiyim kızım birazdan doktora gideceğim. Saol. Teşekkür ederim kızım. Dedi bunu kaç kere dedi bilmiyorum.Utandım aramıza böylesi aşılması güç duvarları hangi ara nasılda ördüm ben böyle..  
Allah seni ve ailemi başımdan eksik etmesin bana sizin acınızı göstermesin. Seni, sizi çok seviyorum baba ..





9 Ağustos 2014 Cumartesi

Sevgili eski sevgilim ;

Sevgili eski sevgilim mutlu haberi aldım biri varmış çok seviyormuşsun gelecektede arzuluyormuşsun hatunu çok sevindim senin adına valla bak bana kötü şeyler yaşattın diye kötü şeyler yaşamanı istemem hiçte böyle bir isteğim olmadı şu iyiliğimi de  göremedin :D Seni takipte etmiyorum ayrıca işim gücüm mü yok haberlerin ulşıyor takipçilerine bir bak canım aranız bozulmasın arzunla :D  Ha geçmişe dönüp baktım twitterda karaktersiz değilmişsin aşk meşk peşinde hiç değilmişsin karakterini yesinler senin :D Tanışmak isterim bir ara şarkınızda benden olsun :)))