13 Aralık 2014 Cumartesi

Çünkü sen.....

Fazlasıyla kimsesizim bugünlerde .. Konuşamıyorum kimselerle .. Defalarca kandım inandım ama yine kaybettim 2 geri 1 ileri bir ilişki için herşeyimi heba ettim denmiyor..
Her yerde herşey de o var .. Beni burada bıraktı ..Benden burada vazgeçti ..Beni burada ağlattı..
Yaktım herşeyini dün, bana yazdığı notlar vardı  vermeye kıyamamıştım ayrılırken , kokusu vardı üzerinde nasıl kıyabilirdim ki özledikçe koklardım ..Öfkeliyken koklardım..Severken koklardım içim onunla dolardı yine .. Zor oldu ama son kez koklayıp yırttım bütün notları kutuyu bana son yazdığı senden hiç bir şikayetim yok seni çok seviyorumlarla dolu kağıdı ...
Çok ağır bu kez kendimle baş başa kalmamaya çalışıyorum aynaya bakmamaya ,onu görüyorum her yerde   seni seviyorum aşkım diyor kıyamıyorum geçiyor bütün öfkem ..
Ama bitmeli onu unutmam gerektiğinin farkındayım bu kez en zoru da bu ben hep savundum onu kendime hep bir umudum vardı bu kez umudumu da alıp gitti..
Aslında o bu ilişkinin başından beri hep gitmek istedi hiç sevmemiş beni sevse dayanamazdı kıyamazdı oda ..
Ben hayal kurarken kulaklarını tıkamış bana ..
Öperken kadın olduğum için öpmüş kadını olduğum için değil ..
Sarılırken ..
Sarılmıyordu uzun zamandır  sevmedi beni hiç ona ne  yaptım bilmiyorum ama en çok istediği şeydi benimle yatmak  onu yapamadı belki ama hayatımın amına koydu ve gitti ...
Hoşçakal aşk eş bu kez gerçekten gitmelisin ...

2 Kasım 2014 Pazar

Adın batsın ...




canım aldın, can evimden vurdun ya sende 
küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de 
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın 
sen de vicdansız çıktın adın batsın




1 Kasım 2014 Cumartesi

Gitti ama gelecek..

Ama benim canım çok yanıyor .. Defalarca inanıp güvenip yarı yolda bırakılmama rağmen yine inandım yine yarı yoldayım  .. Kırılamıyorum bile artık un ufak oldum ..
Bu kez olacak dediğim yerden kırıldı umudum yine .. Yine bir sürü hayal kırıklığı kaldı bana yine küsmeler kaldı ..
Gelmeyin efendim eğer sevmiyorsanız gelmeyin !
Geleceğinim ben senin diyordu geldi yine dağıttı ve gitti ..
mutlu olduk Evlendik çocuklarımız oldu gitti ama gelecek ..
Hayal kurduk seviyormuş beni gitti ama gelecek ..
Ayrılık yok artık vazgeçmeyecek bizden gitti ama gelecek ..
gitti ama artık canımın daha az yandığı bir zamanda gelecek..

9 Eylül 2014 Salı

Bugün gördüm seni nasılda yabancısın bana , başın göge ersin vazgeçtim.

Senden vazgeçtim, başın göğe ersin… 
Benim sevdiğim şeyleri yapmak zorunda değilsin artık. İstediğin saatte gidebilirsin evine, dilediğinle vakit geçirebilirsin. İstersen hiç gitmeyip sokakta sabahla, bana ne? 
Ben seni özlemekten de, merak etmekten de, beklemekten de, sevmekten de yoruldum… Kendine yeni bir kahraman bul, ben sana çoktan tarih oldum… Senli hayal kurmayı bıraktım, fotoğraflarını yaktım, eşyalarını attım… 
Belki sandığım kadar kolay olmadı ama artık kabullendim. 
Yalnızca senden değil, içinde sen olan her şeyden vazgeçtim…


Ezgin Kılıç

8 Eylül 2014 Pazartesi

Çok biliyorum ben :P

Günaydın :) Sonuçları aldım durum çokta kötü değil ilaçla halledilebilir sorunlarım varmış rahatladım biraz hayır zaten evde kaldık hastaya çıkarsa adım hiç şansım yok :P
Gerçi aşka olan inancımıda kaybettim.Düşünüyorum da biriyle birlikte olmak bir ilişkiye emek vermek sonra lanet edip yüzünü şeytan görsün vs demek ne saçma değil mi ? Madem 7 milyar insanın içinden onu seçtin sevmek için gitse bile özel kalmalı haksız mıyım ? bir zamanlar aşk dediğiniz,birlikte hayaller kurup çocuklarınıza isim bile düşündüğünüz  hayatımın kadını/erkeği ilan ettiğiniz insanlara gidince haksızlık etmeyin. Mesela bir selamı çok görmeyin birbirinize çünkü bir zamanlar kalpleriniz birbiriniz için atıyordu adınız aşktı ayrılık sizden aşkı götürdü .. Ama hala sevilesi insanlarız :))

7 Eylül 2014 Pazar

Sıla ile Gün Aydın :)

Günaydın bol ağrılı ve yoğun bir gün beni bekliyor hiç gidesim yok evde uzanıp müzik dinleyip film izlemek için çok şey verebilirdim ama ülkü ablanın dediği gibi para lazım :) şu gögüs kafesimdeki ağrı geçeydi iyiydi hayır bir şey yok biliyorum ama nefes alırken öksürürken hapşururken dünyayı zehir ediyor bana -.-

Neyse Sıla ya gelelim Bütün gün dinleyebilirim bu şarkıyı bağıra bağrada söyediğim de doğrudur, zaten kendiside telefon zil sesim diline sağlık be kadın ne güzel söylemişsin..

6 Eylül 2014 Cumartesi

ne oluyor ki ?

Günaydın nasıl yorgunum bu aralar anlatamam üstümde bir halsizlik var baş ağrımı söylemiyorum bile  sürekli  uyumak istiyorum uykuya da çok düşkün değilimdir halbuki ama üstümde ki şu kırgınlık çok tuhaf doktora gittim bir kaç test yaptı bakalım sonuçları bekliyorum korktuğum başıma gelmez umarım .. İş güç stres derken bunaldım aslında okul biter bitmez gidiyorum bu lanet şehirden neyse ki.Zaten ben burayı 20 senedir sevemedim nefes alırken bile zorlandım hep şimdi istediğim bir şehirde istediğim bir hayat için sadece 9 aya ihtiyacım var bana şans dileyin her konuda :)


3 Eylül 2014 Çarşamba

ben sizden ayrı kalamayayım siz bu kıza nolmuş bile demeyin bakmayın hiç :|

çok kırıldım size :| çok kötü bir ruh hali içindeydim  iki ay kadar çok şükür içimi kemiren şey asılsız çıktı geri döndüm ama ziyaret edenim yok ? merak etmiyonuz mu şimdi öldüm mü kaldım mı ? siz sevin bari beni bee valla ihtiyacım var -.-

31 Ağustos 2014 Pazar

Youtubeden video ekleyemezsem bende böyle yaparım dinlemelisiniz :)

Adam gibi sevgilide bu dünyada kalmadii :))

şansım beni bulmadi
çok denedim olmadi
adam gibi sevgilida
bu dünyada kalmadi
sevdanın ateşine
gezmem daha peşine
artık sevmem bir daha
döndüm kendi işime
şansım beni bulmadi
çok denedim olmadi
adam gibi sevgilida
bu dünyada kalmadi
 :)))

30 Ağustos 2014 Cumartesi

sallandıracaksın böylesi herifleri meydanda bak bakalım bir daha yapıyor mu !

Doktor bir arkadaşımla konuşuyoruz geçenlerde anlattığı şey tüylerimi ürpertti 15 yaşında bir kız babasından dayak yemiş çocuk işte, üzerinde şalvarıyla evden çıkmış stadyumun o civarlarda dolaşıyormuş motorlu birisi yaklaşmış yanına gel seni eve götüreyim demiş kızcağız da güvenip binmiş götürmüş dülükbabaya bu adi köpek kızı hayvan gibi tecavüz etmiş köpek herif aklıma geldikçe öfkeleniyorum kızı atmış bir köşeye birde binmiş gelmiş. Kızcağız hastaneye gittiğinde kusuyormuş kendimden tiksiniyorum korkuyorum abla demiş ben bütün acımı unuttum yaşadıklarımı unuttum ailem beni böyle kabul etmez öldürürler beni diye titriyormuş kız..

Ulan hayvan eline geçti ? On dakikalık zevkin uğruna o küçücük çocuğun hayatını mahvettin.Aynısı senin annenin kız kardeşinin başına gelse namus timsali olursun ama  ! Bende bi kadın olarak söylüyorum ki bu ülkede değil kadın olarak yaşamak yürümek bile zor ...

28 Ağustos 2014 Perşembe

Günaydın :)

Düğün dernekti derken yazamadım size son durumu  veeee sonunda işe alındım sınav çok iyiydi  :))  Biraz heyecanlandım ama oldu takılmadım hiç, ekranda sadece kendimi görmem gerdi biraz onuda hallettik iş kadınıyım artık :P Neyse ben hazırlanmaya gidiyorum malum ilk iş günü kahvemi içip kendime gelip çıkıcam bana şans dileyin (:

27 Ağustos 2014 Çarşamba

kimse benle ilgilenmiyor hastayım ben:(

yaaa of of ne kötü bi gün en başından beri sabah kalktım iş görüşmesine gittim eksik evrak kalmış yarın bidaha gtcem .ordan çıktım arkadaşımla buluşacaktım onbes dakıka bekledim sınavı çıktı bende arkadaşıma gideyim dedim anlaştık bindim gittim hayvan gibi  gazoz içirdi bana bardagın sayısını bilmiyorum ordan çıktım kuzenin kınası vardı hazırlandım süslendim püslendim majyajımı yaptım topuklu ayakkabı üzerinde yürüme denemesi falan derken hazırlandık çıktık annemlerle sonra bir mide agrısı bir mide bulantısı yarı yolda indim tek başıma 1 km yürüdüm eve geri döndüm :( Hala çok kötüyüm midem ve sırtım felaket ağrıyo :(
Sonuç mu ?
Herkes eğlenirken ben kucağımda laptop pijama kombinimle evde ağrılarımla boğuşuyorum ilgi istiyoum ben yaaa banane  :|



26 Ağustos 2014 Salı

Sıcak suyla denesenize buzlu su kadar eğlenceli olacak mı !

ALS hastalığının olayı şudur ;Vücut sıcağı ya da soğuğu kısacası acıyı hissetmez.Yani (gerçekten) destek vermek için yapmanız gereken şuydu,kafanızdan aşağı buzlu su dökülür (nedense sıcak su değil) ve siz yiyorsa ona tepkisiz kalırdınız çünkü hastalığın olayı o.Destek budur o acıya rağmen öylece durmaktır.Ama çığlık atıp gülmeniz bağırıp çağırmanız bunun çok zıttı bir olaydır.Yani destek lafının yanından bile geçmeyen bir tavırdır.Arada bayağı fark var,bilgilerinize.

Artık acıtmıyor günaydınsız sabahlar, alışıyorum... Günaydın, artık uyandım...

Uzun zamandır ilk defa bir sabah kendim için bir şey yaptım. Uyanır uyanmaz telefona bakmak yerine, beni mutlu eden bir şarkı açtım.Saçlarımı kestim kısacıklar artık.Makyaj yaptım pijamalarımı giydim. Buzdolabıyla olan ilişkimiz de pek iyi değil şu sıralar görüşmüyoruz çok . Sabah kahvelerim var bir de sezen :)Daha az üzülüyorum artık hiç üzülmüyorum dediğim zamanları yazmak dileğiyle.. 


24 Ağustos 2014 Pazar

Günaydın sevgili kaybım. Miğrene dönen baş ağrım..

"Kafana çivi çakmayı bile düşündüm, ama daha kötü bir şeye karar verdim; seni görmezden geleceğim."




Olma ! Mutlu olma ! Allah seni kahretsin !

Nasıl ya ? Biz her şeyi birlikte yaşamadık mı ? Mutluyken hep yanımdaydın da ilk mutsuzlukta nasıl başka bir kadına gidersin ? Bunu bize nasıl yaparsın ? Tamam bitti biliyorum bitti kahretsin bitti biz diye bir şey yok bitti bu kadar mıydı yani bir ay sonra başka bir orospuya gidecek kadar mıydı sevgin ? ölüyordun lan ölüyordun bana ne oldu? Çok mu aşıksın ? Onu ayrı gülüşünü ayrımı seviyorsun. Ulan Allah belanı versin be Allah seni kahretsin emi sürüm sürüm sürün.Bir kalbi kırıp yarı yolda bırakıp başkasının kollarında bulduğun huzuru bitmeyecek bir hesapla öde.
Özlüyordum seni be yaptığın onca şeye rağmen habersizce terk edip telefonlarıma çıkmamana rağmen her yerden her şeyi silmene rağmen.. sen ne yapmışsın bir orospuya gitmişsin beni bıraktığına değdi mi mutlu ediyor değil mi seni , çok mutlusunuz yazıklar olsun sana karaktersiz yavşağın tekiymişsin boşuna yaşıyorsun aldığın nefes dünyaya zarar.
Çok sev çok bağlan her şeyi yap onun için tabularını yık asla yapmam dediğin her şeyi onun için yap çok güven tam ona sımsıkı sarılmışken bir sabah ellerini bırakıp gitsin geber ulan geber !

Yüreğiniz burkulacak.... Canınız yanacak.... Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz..

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak...
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırlayacaksınız...
Sokaklar da dar gelecek....
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendinizi taşımayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar  küçüleceksiniz...
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan....
'Önemli olan sağlık.'
'Yaşamak güzel.'
'Boş ver, her şey unutulur.'
Siz hiçbirini duymayacaksınız...
Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.
O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
'Ölüme çare bulundu' ya da 'Yarın kıyamet kopacakmış' deseler başınızı kaldırıp 'Ne dedin?' diye sormayacaksınız...
Yalnız kalmak isteyeceksiniz...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... İkisi de yetmeyecek.
Geçmişinizi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz.... Gittiğiniz yerlere gitmek...
Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız.
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız...
Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...
Hiçbir şey oyalamayacak sizi...
İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek,dinleyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de 'Hiç güneş doğmasa' diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...
Yüreğiniz burkulacak....
Canınız yanacak....
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksınız...
Buna yaşamak denirse...
 
Razı mısınız bütün bunlara?
Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye?
O halde aşık olabilirsiniz!..

Unutur gibi olursun yeniden çıkar karşına , sonra yeniden gider..

"Bir Türkü Barda tanıdım Mehmet’i ben. Onu tanıdığım Türkü Barın da sahibiymiş. Bir hafta sonu öğretmen arkadaşların ısrarıyla eğlenmeye gitmiştik. İçimizden birinin de samimi arkadaşıymış Mehmet. Eskilerdenmiş, eski hızlı solculardan. Gecenin ilerleyen saatlerinde öyle yanımıza geldi. Tanışma faslından sonra masamıza oturdu. İlk başta kaba saba ayının biri gibi geldi bana pek ilgilenmedim onunla ama bütün gece gözlerini bana dikmiş bakışlarıyla yiyordu beni sanki. Ve sonra göz göze gelince de bakışlarını kaçırıyordu benden. Uzun bir saat sürdü böyle. Bazen inadına gözlerimi ona dikiyordum. Bakışlarını benden kaçırmak için gösterdiği o tuhaf çabayı görmek için. Neyse o tuhaf oyun sürerken içkiler su gibi akıyordu. Hepimiz dut gibi sarhoş olmuştuk. Böyle en çok da ben. Önüme ne konsa içiyordum böyle ayakta duracak hâlim kalmamıştı. İçtikçe sürekli çişim geliyordu. Böyle tuvalete gitmek için masadan kalktığım anlarda bir iki kere bunun üzerine düşer gibi oldum. Kıpkırmızı olup beni tutmaya çalışarak düşmemi engelliyordu. İçimden ayı bilerek üstüne düştüğümü sanıyor diyordum. Ve doğruydum herhalde çünkü artık bakışları pervazsız bir hâle geldi. Beni soymuyor bakışlarıyla yiyordu, düzüyordu sanki. Neyse, ne kadar oturduk bilmiyorum. Artık iyice sarhoş olmuştum. Böyle ayakta duracak halim kalmamıştı ama ancak oturmayı becerebiliyordum. Böyle saat iyice ilerledi. Bir türkü geldi aklıma. Sözlerini de melodisini de tam çıkaramıyorum, mırıldanıp duruyorum türküyü. Neyse, bu saat iyice ilerledi müşteriler gitti. Bizim grup iyice sarhoş oldu. Böyle küçük kavgalar, kıskançlıklar çıktı ama bu hepsini ayırıp barıştırdı. Kimse bize gidin de diyemiyor. Patron masada ya. Neyse, ben hâla o türküyü mırıldanıp duruyorum. Sonra bir an böyle sen ne mırıldanıyorsun dedi. Türkü dedim. Sözlerini de melodisini de çıkaramıyorum. Biraz mırıldan dedi, mırıldandım. İçeriden garsonlardan birine seslendi. Garson bunun yanına koşarak geldi. Çocuğun kulağına eğildi bir şeyler söyledi. Koşarak gidip sahneden bağlamayı getirdi buna. İçimden, ayı hâla hava atıyor diye geçirirken benim o mırıldandığım türküyü çalmaya başladı. Bak sen ayı bağlama da çalabiliyormuş dedim. Neyse, ardından türküyü de söylemeye başladı. O türküyü söylemeye başlar başlamaz onun sesini duyar duymaz bir an da başka bir zamana geçtim. Böyle büyülendim. Bütün gece hatırlamaya çalıştığım türküyü o kadar güzel söylüyordu ki. Masadaki herkes ağlamaya başladı, ben dahil. O kadar güzel türkü söyleyip o kadar güzel bağlama çalan bir adam çok iyi biri diye düşündüm ve o an içimden bu adam benim olmalı dedim. Ben de onun. Öyle de oldu. Biz o gece birlikte olduk. Ertesi gün çekti gitti. Bir gecede aşık olmuştum ona. Kendimi kaptırmıştım. Böyle yiyemiyor, içemiyor böyle kendimi derslere veremiyordum. İstanbul sokaklarında ruh gibi dolaşıyordum. Ama ortalarda yoktu, aramıyordu da. Neyse bir gece böyle delirip onla tanıştığım Türkü Bara gittim. Yoktu. Çalışanlara sordum ama bana nerede olduğunu söylemiyorlardı. Böyle delirecek gibiydim. Bütün aklım onunla doluydu. Kendimi unutmuştum. Böyle ailemi, işimi… Nedensiz ağlama krizlerine giriyordum. Böyle işte otobüste, okulda. Bir gün okuldan çıkmış eve gidiyorum böyle vazgeçtim. Sokaklarda amaçsız dolaşmaya başladım. Çünkü eve girdiğim zaman yalnızlıktan onu daha çok düşünüp daha kötü oluyordum. Ne kadar dolaştım bilmiyorum. Mağaza vitrinlerine, sinema afişlerine baka baka uzun bir zaman geçirdim. En son uyuma vakti geldi diye eve döndüğümde onu kapıda beni bekler buldum. Delirdim, vurdum ona. Öptüm, yeniden vurdum ona, yeniden öptüm. Ağladım, güldüm… Onunla hayatımın en güzel bir haftasını geçirdim. Ama bir hafta sonra yeniden gitti. Artık delirecek gibiydim. Öküzler gibi bağıra bağıra ağladım. İçim çürüyordu. Böyle organlarım büzüşüyordu. Yok dedim bu böyle olmayacak, unutmam lazım bunu dedim. Terapistlere gittim unutamadım. Başka erkeklerle flört ettim unutamadım. Böyle her gece sarhoş oldum unutamadım. Unutamadım. En son izimi kaybettirmek için işte geri döndüğünde beni bir daha bulamasın diye bu mahalleye taşındım. Unuturum dedim, unutur gibi oldum ama yeniden çıktı karşıma. Ben onu ne kadar çok sevdiğimi yeniden anladım. Ve o yeniden gitti. Neden gidiyor bilmiyorum. Onu tanıdığımı sanıyorum sonra hiç tanımadığıma karar veriyorum. Bu sefer onu çözdüm diyorum sonra bir bakıyorum ona ben hiç yaklaşamamışım bile. Bunu fark ediyorum. Ve her gittiğinde deliriyorum. Ve bulamıyorum onu. Ve merak ediyorum. Ve özlüyorum… Ama bu kez unutacağım onu. Geldiğinde kapıyı açmayacağım ona. Ona kucağımı açmayacağım. Onu yatağıma almayacağım. Dokunmayacağım ona. Koklamayacağım, onu öpmeyeceğim. Ve unutacağım onu. Unutacağım…"


23 Ağustos 2014 Cumartesi

Sonsuz Teşekkürler ..


Artık hayırlısını diliyorum bende ikimiz için
 Sonsuz teşekkürler sana ziyan olan bir aşk için...





22 Ağustos 2014 Cuma

Ay hasetimden çatlıcam şimdi - .-

Facebook ta bir grup var dahil olduğum Gelinler toplandık adı. Aman aman herkes nasıl mutlu nışanlımda nışanlım kocamda kocam hayır yani olan var olmayan var ayıp değilmi ulu orta mutlu oluyorlar -.-
 Birde ;
-Nışanlısıyla akşamları çıkanlar
-Nışanlısı/kocası doğum gününde süpriz yapanlar
-Nışan bohçasını paylaşanlar
Nışan/düğün fotograflarını paylaşanlar

bekleyin gözüm devircek sizi çok kaşındınız siz :D

Ve  gelemeyen gelecekteki eşime benden not:

21 Ağustos 2014 Perşembe

Üzülünce kendini sigaraya alkole veren insanlara selam olsun sizin için daha iyi bir çözümümüz var ;)

Bazılarına Yaz ya kulum demiş Rabb im yüreğine sağlık adam !

Az önce seni özlediğimi fark ettim…
Biliyorum bunu sana defalarca söylemişliğim var, ama bu defa çok daha başka inan bana... Fotoğrafını izledim biraz, orada gülümsüyorsun, gözlerin ışıl ışıl.. Sanki canlanıp sarılacak gibisin boynuma. 
‘Ben hiç gider 
miyim deli?’ der gibi bakıyorsun.
Ağladım…
Az önce seni aramak istedim. 
Bunu yapıp yapmamam gerektiğini sorguladım. Birçok korkum oldu. Telefonunu değiştirmiş olabilirdin ve ulaşamayabilirdim sana. Ya da meşgul çalabilirdi. En kötüsü de tanımadığım bir adam çıkabilirdi telefona… Bunun beni nasıl incitebileceğini düşündüm.
Kahroldum sonra. Ağladım…
Dünyadaki hiçbir şey senin sesindeki huzuru vermiyor… Başka hiçbir şey ruhuma iyi gelmiyor.
Az önce aradım seni, ‘alo’ dedin.
Saç uçlarımdan tırnak aralarıma kadar uyuştuğunu hissettim tenimin. Göğsümün ortasında bir canlı bomba infilak etti o an. Bunun nasıl acı verdiğini bilemezsin. Bütün duygularım paramparça. Titreyerek gülümsedim az önce, ağlamaklı gülümsedim, acıyla yüzleşerek gülümsedim… Yüreğim acıdı o an, gözlerim dolu dolu sesini dinledim.
Bunu yapmamam gerektiğini biliyordum… Seni bir daha aramanın bana acı vereceğini, eskisi gibi huzur vermeyeceğini, bunun bir şey değiştirmeyeceğini bile bile aradım. 
Seni dinleyerek düşündüm. Bunun artık uyanmam gereken bir kâbus olmasını diledim.
Ağladım…
Az önce arayan gizli numara bendim…

EZGİN KILIÇ

19 Ağustos 2014 Salı

Ne oluyo ki ^_^

Günaydınn canlarım benim :) bu blogu açarken ilgilenenlerin sayısı 500 ü geçmez derken 1500 leri görüyorum ve çok hoşuma gidiyor.İyki varsınız.Geçmiş yazılarıma bir baktımda valla daha orjinal bir kızmışım ben be beddualarımda kendi çapında gayeet iyimiş :))

Yazılarımdaki performans düşüklüğü beni mutsuz etmiyor ama geçiyor demekki  .Çünü acı çeken ,canı çok yananların işidir yazmak. İçinde söyleyecek milyonlarca laf vardır anlayacak hiç kimse kendine yönelirsin sende başlarsın yazmaya .. Yazarken içinde yanan o ateşi gözyaşları körler.Okurken birdaha yaşarsınaynı şeyleri.. Acı hiç geçmez acıtan hiç unutulmaz..

Zaten benimki aşk acısı değildi yavaş atın çiftesi pek olur cinsinden bir şeydi bir çeşit travma bu ama ne olursa olsun üzüldüm kırıldım incindim ..Beni bu kadar üzeni de bunu bana yaşatanı da asla unutmayacağım ama yerine yenileri gelecek ve bir gün mutluluktan gözüm bu acıları görmez olacak  işte o gün acıtanların acıyacağı gündür haydi bakalım  :)


Yine Günlerden Şarkılarla Darmadağın olmaca .

Bazıları gidiyor.
Bazıları alışmaya çalışıyor.
Hayat işte. Pek bir şey kalmıyor geriye.
Oturup saatlerce ağlamana sebep olan şeyler, bir süre sonra sadece gözlerinin dolmasına sebep olabiliyor.
-Sokakta yanından geçen birinin parfümü. 
Başkasının sesini ona benzetmek.
Onunla dinlediğiniz şarkılar. Beraber gittiğiniz yerler.
Hatta sadece adını duymak.-
Unuttum diyorsun artık etrafındakilere değil mi. Sen kimi kandırıyorsun. O kadar kolay mı unutmak.
Her ‘Unuttum.’ cümlesinin altında ‘Gel artık çok özledim.’ yatıyor aslında değil mi. Bütün gücünle bağırmak istiyorsun. Olmuyor ama işte. Sesin çıkmıyor.
O başka kollarda huzur bulmuşken sen onun mutluluğuyla yetinmeye çalışıyorsun. Elinden bu geliyor sadece.
Sonra farkında olmadan bir başka dünya yaratıyorsun kendine.
Hayallerini en kara kutulara saklamak zorunda kalmadığın. Her gece burnunu onun boynuna yaslayıp kokusuyla uykuya daldığın, her sabah onunla uyandığın bir dünya kuruyorsun kendine.
Ve onu başkasıyla gördüğün, duyduğun her saniye dünyan başına yıkılıyor.
Asla bıkmıyorsun değil mi. Hep yeniden, yorulmadan tekrar yaratıyorsun dünyanızı.
Ve hala döneceği günü bekliyorsun değil mi. Yapma. Yaralama kendini daha fazla.
Kendi ellerinle yık son kez o dünyayı.
Bu defa onu ne kadar özlediğin değil de ne kadar güçlü olduğunu haykır gerçek dünyaya.
Yapamıyorsun değil mi.
Biliyorum.






Gülmeye epeyce ihtiyacım olduğu bir dönemde yeni dizilerimden biriside kaçak gelinler :) eee aşk özürlü olursan tabi başkalarının aşk hayatlarını anlatan dizilerin başından kalkmaz hale gelirsin alevcim :) Keyifli dinlemeler :))



13 Ağustos 2014 Çarşamba

Seni Seviyorum Baba ..

Babamı sevmediğimi sanırdım.o iş hiçte öyle değilmiş.Dün gece içime bir öküz oturdu resmen nefes alamayacak kadar çok sıkıldım üstüne birde baş ağrısı.Neyse yemek için masaya oturduk babamdaki solgunluğu fark ettim.
-Neyin var baba ? Dedim.
+Çok halsizim. Dedi.
Yemeği yedik ve babam kalkmakta zorlandı iki üç kere kalkış denemesinden sonra kalktı yürürken zorlanıyordu.Hepatitinin artma ihtimali vardı ki ciğerleri iflas edebilirdi. Tüylerim ürperdi korktum ya bir şey olursa korkusu sardı beni sonra geçmişten gelen öfkem yüzünden ona kötü davranmanın verdiği pişmanlık ağlamamak için çok zor tuttum kendimi.Babam kahveyi çok sever elimden kahve içmeyeli epey oldu telafi kahvesi yaptım hemen yorgunluğunu da alsın ümidiyle bolca süt koydum mutlu oldu.
 +Ellerine sağlık ,Teşekkür ederim kızım.Dedi. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar içten kızım dedi benim babam.
Sabah aradım.
-Nasıl oldun baba ?
+ İyiyim kızım birazdan doktora gideceğim. Saol. Teşekkür ederim kızım. Dedi bunu kaç kere dedi bilmiyorum.Utandım aramıza böylesi aşılması güç duvarları hangi ara nasılda ördüm ben böyle..  
Allah seni ve ailemi başımdan eksik etmesin bana sizin acınızı göstermesin. Seni, sizi çok seviyorum baba ..





9 Ağustos 2014 Cumartesi

Sevgili eski sevgilim ;

Sevgili eski sevgilim mutlu haberi aldım biri varmış çok seviyormuşsun gelecektede arzuluyormuşsun hatunu çok sevindim senin adına valla bak bana kötü şeyler yaşattın diye kötü şeyler yaşamanı istemem hiçte böyle bir isteğim olmadı şu iyiliğimi de  göremedin :D Seni takipte etmiyorum ayrıca işim gücüm mü yok haberlerin ulşıyor takipçilerine bir bak canım aranız bozulmasın arzunla :D  Ha geçmişe dönüp baktım twitterda karaktersiz değilmişsin aşk meşk peşinde hiç değilmişsin karakterini yesinler senin :D Tanışmak isterim bir ara şarkınızda benden olsun :)))


29 Temmuz 2014 Salı

Erkek olsaydım..

Erkek olsaydım, sevdiğim kadın dolabı her açtığında 'sen her halinle güzelsin' yazısıyla karşılaşırdı.
Evdeyim diye yalan söyleyip 10 dakika sonra aşağıda seni bekliyorum diye mesaj atardım.
Ağlatmazdım. ağlıyorsa tutup göğsüme basardım.
Onu sevdiğimi sürekli söyler, hatırlatırdım.
Sorunlarımız olduğunda kestirip atmak yerine geçecek hepsi derdim.
Kalbini paramparça edeceğimi bilsem de, onu kandırmak yerine her şeyin gerçeğini delikanlı gibi söylerdim.
Bi sebepten erkek olamadım. böyle bir erkek olsaydım eğer, beni tanıyan kadın benden sonra kimseyle mutlu olmazdı.
Belki de bu sebepten böyle bir erkek hiç yaratılmadı...




21 Temmuz 2014 Pazartesi

Bu yaz Instagramda "Oha bu da nişanlanmış" "oha bu bile evlenmiş" sezonu açılmıştır hayırlı uğurlu olsun.

yahu facebook a instagrama girileceği kalmadı sağa bakıyorum evlenmiş sola bakıyorum nışanlanmış :D
Kız meslek lisesi mezunuyum ben. Lisede çok hanım hanımcıktım hala aynıyım ama neyse o başka konu. 4 yılda tek bir adamla çıktım ondada iki yıl aşk acısı çektim zaten.Deniz vardı bizim giyim üretim bölümünde Allah ın yarattığına da çirkin denmez de sağlam çirkindi kız yanı.Sevgililerinin sayısına benim matematiğim yetmez. Saçının uzunluğunu 4 yılda bir kere 5 cm in üstünde görmedim.Tarzı budur der gibisiniz hayır canım tarz değildi o.Çok erkeksiydi okulda erkeklerin yokluğunu aramıyorduk valla küfürler kavgalar falan deniz sağ olsun eksik bırakmadı bizi o konuda.Niye anlattım bunu diyeceksiniz. ee bu kız evlenmiş o.O Birde dış mekan çekim yaptırmış kanımca kilosu kadarda altın takılmış. Oturdum düşünüyorum valla hatayı nerede yaptım diye. Ha ben hala bekarım.Şu abiye kulak veren bir ben miyim sizde izleyin ve evlenmeyin lütfen :D


20 Temmuz 2014 Pazar

Susmalarımı konuştuklarıma say. Ve sen de sus mümkünse. Her günü ayrı günah sayılacak o kadar zamanı birbirimizden habersiz yaşadık biz. Sonra merhamet etti Allah, bizi karşılaştırdı. Şimdi bu zamana kadar birbirimizde geç kaldığımız ne varsa izin ver hepsini tamamlayayım. O kadar çok boş konuştuk ki başka başka insanlarla artık bundan sonra edeceğimiz her laf teferruat. Sus.. Beni de sustur. Renkli elişi kağıtlarına hayallerimizi nakşedelim, farklı şekillerden aynı anlamları çıkaralım sonra. Sonra.. Sonrasının ne önemi var? Durma. Bende eksik olan ne varsa sende olanlarla tamamla..

Ali Lidar

11 Temmuz 2014 Cuma

Ne pis ruh halim varmış, resmen kendime acıdım.


Dün gece sahura kalkmadan rüyamda gördüm onu ikimizde yanıyorduk sıcaklığı hissettim. Demekki sadece o benim canımı yakmamış bende onunkini yakmışım ki bedelini karşılıklı ödedik.Uyandım sonra içime bir sıkıntı düştü ama öyle böyle değil nefes alamadım sofradan kalktım birde aklıma tek gelen şey oydu çok beddua ettim içim yanıyordu ağlıyordum kabul olma ihtimalini düşünmeden beddua ettim ama pişmanım şimdi elalemin oğlunun başına bir şey gelse acaba benimde payım var mı diye düşünmek huzursuz eder beni.

Huzursuzum da zaten kendimi kötü hissediyorum bu aralar mutlu kız rolü dahi yapmadım aşağılanmış hisediyorum kendimi sağolsun yaptığı tam anlamıylada bu ama.Aman Ne pis ruh halim varmış, resmen kendime acıdım.


10 Temmuz 2014 Perşembe

Yeni bir ev,Yeni bir Alev kim bilir yeni mutluluklar belkide ;)

Her şeye yeniden başlıyorum artık.Mutsuzluk yok , aşk yok ,üzülmek yok artık  :) Allah sağlık sıhhat versin gerisi boş. Kendimde de bir değişikliğe gidiyorum hafta sonu saçlarımı açaçacağım papatya suyuyla kapalıyım ama aynada farklı bir alev görmek iyi gelecek bana :) Saçlarımı kestireceğim birde her şeyimle yepyeni bir ben olacağım. Makyaj yapmıyordum epeydir yeni yeni şeyler aldım kendime far ruj rimel vs. :) Ramazandan sonra sürüp sürüp gezicem :) Ha bir başka değişiklikte kokum  :) parfümümü de değiştiriyorum onun resmi yok hala alınmadığı için ama onuda paylaşırım :)


26 Haziran 2014 Perşembe

Şimdilerde ben, ben değilim..

 Artık yoruldum ve inan ne kadar yorulduğumu ben bile bilmiyorum. İçimdeki kızgınlık inan sana değil. Kendime. Seni bu kadar ben yaptığım için. Ben gibi benimsediğim için kendime bu kızgınlığım. Hüznümse sana. Şimdi sadece hüzün yanımsın sen benim. Kanatan, acıtan, ayakta durdurmayan bir hüzünden bahsediyorum ben. Senden bahsediyorum. Gücüne hayret ediyorum. Bir anda mutlu edip, bir anda paramparça edebiliyorsun şaşıyorum. En çok şaşırdığımsa nasıl bu kadar kolay üzdüğün. Nasıl kıyabildiğin? Sahi, sen şimdi iyi misin? Gördüğün yerde için acıyor biliyorum. Ben ne mükemmelim, ne de çok güzel. Ben sadece benim. Beni özel yapan tek şey, seni sevmek. İşte şimdilerde ben, ben değilim..


24 Haziran 2014 Salı

Belki...

“- Seni seviyorum dedi mi sana?
- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.
- Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.
- Peki abi, sevip sevmediğini nasıl anlarsın?
- Bak o biraz karışık işte. Bir sevgilim vardı benim. Sürdü bir süre. Geçmiş zaman. Neyse bir hafta sonu beraberdik bununla. Gezdik, yedik, içtik falan. Sonra pazar akşamı trene bindirip uğurladım Ankara’ya. Trenden inince aradı hemen beni. Sanki az önce yanından ayrılmışım gibi değil de aylardır görüşmemişiz gibiydi. Bir ara peş peşe seni seviyorum dedi. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum… Çok hoşuma gitti elbet. Biraz daha konuşup kapattık.
- Ee, sonra?
- Salı günü ayrıldık, yine bir telefon konuşmasıyla. Eski sevgilisi aramış bunu, buluşmuşlar. Sonra aslında birbirlerini unutamadıklarını fark edip tekrar denemeye karar vermişler. Ne deniyorlarsa artık. Bozuldum tabi. Ağladım, yalvardım, tehdit, küfür kıyamet.. Ama faydası olmadı tabi.
- Yani yalan mı söylemiş? Sevmiyor muymuş seni?
- Bilmiyorum. Başta öyle zannettim tabi. Sonra zaman geçince şöyle düşünmeye başladım. Belki o ana kadar ve öncesinde gerçekten sevmiştir beni. Hatta belki insan aynı anda iki kişiyi bile sevebiliyordur. Yani belki yalan söylememiştir.
- Yani abi?
- Yanisi şu. Sen artık bir şey yapma. Bırak. Eğer seviyorsa seviyordur. Sevmiyorsa da sevmiyordur. Üzerine gitmenin, sıkıştırmanın hiçbir faydası olmaz. Bırak. Sevecekse seni, sever. Sevmeyecekse de ne yaparsan yap sevmez. O yüzden hezeyana kapılıp saçmalama.
- İyi de abi ben onu çok seviyorum.
- Biliyorum. Bakma inanmaz gibi durduğuna, bence o da biliyordur. Ama şunu unutma bu tek başına hiçbir işe yaramaz. Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte..”



Emrah Serbes

21 Haziran 2014 Cumartesi

Bir Daha Yapmam..

Bugünlerde çok yalnızım bolca düşünmeye vaktim oldu eşim dostum tabii  yanımda ama yüreğimdeki o boşluk hissinin uzunca bir süre yanından geçemeyecek kimseler.Çok kırıldım çünkü ben incindim incittim de. Çok büyülü bir aşkın mahvolması tek tarafın hatasıyla olmaz elbette eğer söz veriyorsan birine ve bunu yüzüklerle taçlandırıyorsan sen sen ol hiç çıkarma o yüzüğü uğuru kaçar büyüsü bozulur.

Bendede öyle oldu. Bana yapılan hatalara tahammül edemedikçe yüzüğüme saldırdım onun canını yakabilmenin tek yolu buydu belkide ama o hiç çıkarmadı taaki en son ayrılığımıza kadar ve ne zaman ki  o yüzük ikimizinde parmağından çıktı kalplerimizi bir pamuk ipliği bağladı sanki .Bu kez oda kaybetmekten benim canımı yakmaktan korkmadı kavgalar,hakaretler,aşağılamalar ardı arkası kesilmedi..Aşk azaldı ,Güven kayboldu sonrası malum işte birbiri olmadan yapamayan iki insan bambaşa hayatlara yerlere savrulduk . Biz böyle olduk siz olmayın. Bu yüzden ;

Fevri olmayın.Öfkeyle kalkan her zaman zararla oturmuştur.
Dilin kemiği yoktur bir şeyi söylerken iki kere düşünün.(Seni seviyorum da dahil edilmeli bence)
Tutamayacağınız sözleri asla vermeyin beklenti ne kadar büyükse yarası da o kadar büyük oluyor.
Ve en önemlisi ruhen hazır değilseniz bir ilişkiye asla başlamayın ..
Biz olabilmeniz dileğiyle.. 



20 Haziran 2014 Cuma

Ben seni çoktan affettim..

Artık kızmıyorum bile sana, nefret de etmiyorum, kin de beslemiyorum...
Kendimi üzdüğümle kaldım, yıprandığımla... 
Şimdi nerede mutluysan orada ol, kiminle mutluysan onunla... 
Ben seni çoktan affettim, seninle mahşere bile hesabım kalmasın...

Ezgin KILIÇ

19 Haziran 2014 Perşembe

Özellikle belirtmek isterim ki ;

İnsan bazen eşine dostuna anlatamaz anlatılmayacak şeyler değildirler ama vakit yoktur. Benim burayı açma sebebim içimi dökmek. istediğim zaman birini aramadan yazıp rahatlayayım diye  , ama amacım hiçbir zaman kimseye laf sokmak olmadı birine buradaki yazılar üzerinden gönderme yapmadım yapmamda birisi bittiyse bitmiştir.Benim söyleyecek bir lafım varsa ona söylerim direk bugün yaptığım gibi. Demem o ki bitti farkındayım yazılar içimdekilerin dışa vurumu o kadar altında bir anlam aranmaması dileğiyle..

EĞER;

Eğer bir insan yerli yersiz çok fazla gülüyorsa, içten içe yalnızlık çekiyordur.
Eğer çok fazla uyuyorsa, büyük ihtimalle üzgündür, hüzünlüdür.
Eğer anormal derecede yemek yiyorsa, sinirlidir, gergindir.
Eğer bir insan ufak şeylere bile ağlıyorsa; ya çok yumuşak kalplidir ya da masum olmasına rağmen suçlanıyordur.
Eğer bir insan her şeye çok çabuk sinirleniyorsa, sevgiye ihtiyacı vardır.

17 Haziran 2014 Salı

Adam gibilerin yok olup ADAMların yaşadığı bir dünyaya..

merhabalar..
Erdal Demirkıran ın sitesinde gezinirken buldum bu yazıyı. Seviyorum o adamı ,ben dünyanın en akıllı insanıyım diyor öyledir belkide adam önce kendi inanmış insanlara bunu ispat edecek cesareti ve gücü toplamış kendinde.

Gel gelelim adamlık mevzusuna. Pek yakından şahit olamadım karşıma çıkanlar elimi tutanlar yoksunlardı bu meziyetten genelde.Ama siz siz olun her şeyden önce cebinden,kariyerinden,yakışıklılığından önce adamlığına bakın .
Bizim sorunumuz bu zaten ilk görüşte aşık olup kısa mutluluklar yaşayıp hayatımızın adamını bulduğumuzu sanarız. Tabi ilişkinin 2. evresi karakteri gün yüzüne çıkınca hobaaa gelsin mutsuzluk..
Bende de öyle oldu ilk görüşte aman Allah'ım hayatımın erkeği modu sonra tutulmayan sözler,sorumsuz bir herif ve hiç bir yönden beş para etmez biri olduğu gerçeği tokat gibi çarpıldı yüzüme.Onun gibiler sadece kendinden iğrendirmez tüm erkeklerden hatta insanlardan iğrendirir acaba bu tanışacağım da bunun gibi mi korkusuyla bir süre asosyal olur çıkarsınız.Aman olun!  Neyse ki kötü alışkanlıklarımdan kurtuldum ben darısı benim gibilere..
 Hayatımızın ADAMlarını bulmak dileğiyle ..


16 Haziran 2014 Pazartesi

Nasıl evlenirsin kıvırcık !

Şuan şoktayım :)  okuldan arkadaşım erkek arkadaşının bile varlığı meçhul olan kıvırcık evlenmiş  hemde dün. Ben hala sapım Allah ım tez zamanda bana da hayırlı bir kısmet hasetimden çatlayacağım yahu  :)) İnşallah ayakkabısının altında adım vardır  >:(

8 Haziran 2014 Pazar

Hayaller Köşesi

Uzunca bir süredir giremiyordum sonunda fırsatımı buldum nihayet.Vizeydi finaldi derken bilgisayar başına haftalardır oturmadığımı fark ettim :) Hayatımı düzene soktum sayılır.Spora gidiyorum haftanın üç günü. kalan günlerde de kpss ye hazırlanıyorum tabii torpil yok benim siyasi görüşüm iktidar değil atanmam imkansız gibi bir şey ama çıkmamış candan umut kesilmezmiş :) Birde Balıkesir'e atanırsam oh keyfim beyde olmaz be . Şöyle küçük ufakta olsa manzarası olan 1+1 ev istiyorum. Arkadaşsız aşksız sakin ve huzur dolu..Yalnızlık o kadarda kötü bir şey değilmiş yahu özlemişim.Bana dua edin bol bol  :)


23 Mayıs 2014 Cuma

" Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. "

500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur...mutluluğun peşinden gitmek."
Tiffany Justin Moore

22 Mayıs 2014 Perşembe

Neden mutsuzum diye sormuyorum bile kendime..

yine yeniden mutsuzum. Çok şükür ki hiç bir şey değişmeden devam ediyor . değişen tek şey benim 5 para etmez insanlara inanıp güvenmem. Eşek olan çukura bir kere düşer derler ben eşeklikten de terfi ettim artık. Ona kaç kere inandım kaç kere affettim sayısını bilmiyorum. Her seferinde başlarken umutlarım vardı.Bu kez olacak ! Bu kez beni çok mutlu edecek! Çok hayalperestim.Sonuç hep aynı oldu ama hayal kırıklığı .. Biliyorum okuyacaksın bunu. Evden değil ama senden kaçıyorum. Allah belanı versin!. Kendi derdine düş ki hayatımı daha fazla mahvetme!



4 Mayıs 2014 Pazar

Yüreğime Takılıyorsun Hazmedemiyorum !

Gördüklerim her gün bir kat daha şaşırtıyor beni .. Nasıl olur da karı kız meraklısı birine dönüşür bu adam.Sevinmeli miyim üzülmeli mi bilmiyorum her saat başı yeni kızlarla arkadaş oluyor. Canı ciğeri oluyor kızlar bir anda canın ciğerin yansın ne diyeyim ADAM. Seni gördükçe benim yanıyor çünkü. Keşke gidişini hazmettikten sonra arayışa çıksaydın yüreğime takılıyorsun hazmedemiyorum !



Çay iyidir bazen ..

Bir süre sonra hissetmemeye başlıyorsun mesela.. Ne olursa olsun düşmeyeceğini, kim olursa olsun seni düşüremeyeceğini anlıyorsun.. Katlanamam dediğin şeylere katlanıyorsun.. İnsanları ve söylediklerini o kadar çok umursamıyorsun ki bir süre sonra.. Tepki bile vermiyorsun.. Kimseye bel bağlamamayı öğreniyorsun.. Birileri ölse bile bir şey hissetmeyeceğini düşünüyorsun.. O çok sevdiğin, çok bağlandığın insanı birileri sahiplense de ağlamıyorsun, gitse de ağlamıyorsun.. Değer verdiğin şeyleri kaybedince içinden hiçbir şey kopmuyor mesela.. En kötüsü de bir şeylerden, birilerinden nefret bile edemiyorsun.. Boş gözlerle olan biteni izleyip arkanı dönüp gitmeyi öğreniyorsun.. Tuhaf..
- Neyse, çay var mı çay ?





1 Mayıs 2014 Perşembe

Sayamadığım o kadar çok ahım var ki sana, tırnağın kırılsa beni hatırla..

Her şey her gün biraz daha zorlaşıyor.. Ayrılığa alışmaya çalışırken , unutuyorum derken insanlar ve soruları bir kez daha yapışıyor boğazıma .. " a siz ayrıldınız mı ? canım ya. Neden peki"diye gevşek gevşek sormaları beni delirtiyor. Evet ayrıldık. Duymayan kaldıysa diye söylüyorum hayatında biride var yani o çok mutlu.Ben mutsuzum evet herkes hak ettiğini yaşarmış ben hak ettim acı çekmeyi kabul.Ama bu onunda yaşamayacağı anlamına gelmiyor yaşattıklarını yaşamadan ölmeyecek ! Gerçekten sevenin ahı tutarmış..Onu başkalarıyla gördükçe yüreğim,saçlarım,ellerim ah  ediyor ona ..



29 Nisan 2014 Salı

Bu aşkı nasıl yalnız yaşadıysam acısını da yalnız çekiyorum ..

Bugün çok zor . bugün günlerden özlemek.Hiç değmez o biliyorum ben umurunda da değilim zaten.Aynı şehirde yaşamak zormuş sevdiğinle ayrılık çekilmiyormuş o zaman .. ne şanstır ki tamda unutuyorum dediğim şu zamanlarda yolum hep hayal kurduğumuz sokaklara düşüyor.. Oturduğumuz evimizi hayal ettiğimiz , kızımızın ismini koyduğumuz o banklarda oturmak önünden geçmek dahi acıtıyor canımı.. Beni böylesine sevmeyen birine nasıl bu kadar bağlandım gelecekte çocuğuma baba olsun istedim bilmiyorum .. Ah benim bir türlü ota konmayan kalbim hiç iyi değilim bu günlerde  ..



28 Nisan 2014 Pazartesi

Bir erkeğin kurduğu çok anlamlı sözler..

BİZ KADINLARI HİÇ SEVMEDİK...
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik. Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik. Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik.
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep "baktık" Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık. Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık. Bir daha ve bir daha. Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu.
%40 nı devamli dövdük..%45 duygusal şiddet uyguladık..
%16 sına zorla sahip olduk..
Tüm bunlara maruz kalan 3 kadından biri intahara kalkıştı..
ama oralı bile olmadık...
Fener Cim Bom maç kaybedince üzüldük ama..
%25 miz bazı durumlarda kadın dövülür dedik...
Kuranda da ayet olarak zaten yazıyor dedik..
BİZ KADINLARI KULLANMAYI SEVDİK..KENDİLERİNİ SEVMEDİK....