Artık yoruldum ve inan ne kadar yorulduğumu ben bile bilmiyorum. İçimdeki kızgınlık inan sana değil. Kendime. Seni bu kadar ben yaptığım için. Ben gibi benimsediğim için kendime bu kızgınlığım. Hüznümse sana. Şimdi sadece hüzün yanımsın sen benim. Kanatan, acıtan, ayakta durdurmayan bir hüzünden bahsediyorum ben. Senden bahsediyorum. Gücüne hayret ediyorum. Bir anda mutlu edip, bir anda paramparça edebiliyorsun şaşıyorum. En çok şaşırdığımsa nasıl bu kadar kolay üzdüğün. Nasıl kıyabildiğin? Sahi, sen şimdi iyi misin? Gördüğün yerde için acıyor biliyorum. Ben ne mükemmelim, ne de çok güzel. Ben sadece benim. Beni özel yapan tek şey, seni sevmek. İşte şimdilerde ben, ben değilim..
26 Haziran 2014 Perşembe
25 Haziran 2014 Çarşamba
24 Haziran 2014 Salı
Belki...
“- Seni seviyorum dedi mi sana?
- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.
- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.
- Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.
- Peki abi, sevip sevmediğini nasıl anlarsın?
- Bak o biraz karışık işte. Bir sevgilim vardı benim. Sürdü bir süre. Geçmiş zaman. Neyse bir hafta sonu beraberdik bununla. Gezdik, yedik, içtik falan. Sonra pazar akşamı trene bindirip uğurladım Ankara’ya. Trenden inince aradı hemen beni. Sanki az önce yanından ayrılmışım gibi değil de aylardır görüşmemişiz gibiydi. Bir ara peş peşe seni seviyorum dedi. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum… Çok hoşuma gitti elbet. Biraz daha konuşup kapattık.
- Ee, sonra?
- Salı günü ayrıldık, yine bir telefon konuşmasıyla. Eski sevgilisi aramış bunu, buluşmuşlar. Sonra aslında birbirlerini unutamadıklarını fark edip tekrar denemeye karar vermişler. Ne deniyorlarsa artık. Bozuldum tabi. Ağladım, yalvardım, tehdit, küfür kıyamet.. Ama faydası olmadı tabi.
- Yani yalan mı söylemiş? Sevmiyor muymuş seni?
- Bilmiyorum. Başta öyle zannettim tabi. Sonra zaman geçince şöyle düşünmeye başladım. Belki o ana kadar ve öncesinde gerçekten sevmiştir beni. Hatta belki insan aynı anda iki kişiyi bile sevebiliyordur. Yani belki yalan söylememiştir.
- Yani abi?
- Yanisi şu. Sen artık bir şey yapma. Bırak. Eğer seviyorsa seviyordur. Sevmiyorsa da sevmiyordur. Üzerine gitmenin, sıkıştırmanın hiçbir faydası olmaz. Bırak. Sevecekse seni, sever. Sevmeyecekse de ne yaparsan yap sevmez. O yüzden hezeyana kapılıp saçmalama.
- İyi de abi ben onu çok seviyorum.
- Biliyorum. Bakma inanmaz gibi durduğuna, bence o da biliyordur. Ama şunu unutma bu tek başına hiçbir işe yaramaz. Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte..”
Emrah Serbes
21 Haziran 2014 Cumartesi
Bir Daha Yapmam..
Bugünlerde çok yalnızım bolca düşünmeye vaktim oldu eşim dostum tabii yanımda ama yüreğimdeki o boşluk hissinin uzunca bir süre yanından geçemeyecek kimseler.Çok kırıldım çünkü ben incindim incittim de. Çok büyülü bir aşkın mahvolması tek tarafın hatasıyla olmaz elbette eğer söz veriyorsan birine ve bunu yüzüklerle taçlandırıyorsan sen sen ol hiç çıkarma o yüzüğü uğuru kaçar büyüsü bozulur.
Bendede öyle oldu. Bana yapılan hatalara tahammül edemedikçe yüzüğüme saldırdım onun canını yakabilmenin tek yolu buydu belkide ama o hiç çıkarmadı taaki en son ayrılığımıza kadar ve ne zaman ki o yüzük ikimizinde parmağından çıktı kalplerimizi bir pamuk ipliği bağladı sanki .Bu kez oda kaybetmekten benim canımı yakmaktan korkmadı kavgalar,hakaretler,aşağılamalar ardı arkası kesilmedi..Aşk azaldı ,Güven kayboldu sonrası malum işte birbiri olmadan yapamayan iki insan bambaşa hayatlara yerlere savrulduk . Biz böyle olduk siz olmayın. Bu yüzden ;
Fevri olmayın.Öfkeyle kalkan her zaman zararla oturmuştur.
Dilin kemiği yoktur bir şeyi söylerken iki kere düşünün.(Seni seviyorum da dahil edilmeli bence)
Tutamayacağınız sözleri asla vermeyin beklenti ne kadar büyükse yarası da o kadar büyük oluyor.
Ve en önemlisi ruhen hazır değilseniz bir ilişkiye asla başlamayın ..
Biz olabilmeniz dileğiyle..
20 Haziran 2014 Cuma
Ben seni çoktan affettim..
Artık kızmıyorum bile sana, nefret de etmiyorum, kin de beslemiyorum...
Kendimi üzdüğümle kaldım, yıprandığımla...
Şimdi nerede mutluysan orada ol, kiminle mutluysan onunla...
Ben seni çoktan affettim, seninle mahşere bile hesabım kalmasın...
Ezgin KILIÇ
Kendimi üzdüğümle kaldım, yıprandığımla...
Şimdi nerede mutluysan orada ol, kiminle mutluysan onunla...
Ben seni çoktan affettim, seninle mahşere bile hesabım kalmasın...
Ezgin KILIÇ
19 Haziran 2014 Perşembe
Özellikle belirtmek isterim ki ;
İnsan bazen eşine dostuna anlatamaz anlatılmayacak şeyler değildirler ama vakit yoktur. Benim burayı açma sebebim içimi dökmek. istediğim zaman birini aramadan yazıp rahatlayayım diye , ama amacım hiçbir zaman kimseye laf sokmak olmadı birine buradaki yazılar üzerinden gönderme yapmadım yapmamda birisi bittiyse bitmiştir.Benim söyleyecek bir lafım varsa ona söylerim direk bugün yaptığım gibi. Demem o ki bitti farkındayım yazılar içimdekilerin dışa vurumu o kadar altında bir anlam aranmaması dileğiyle..
EĞER;
Eğer bir insan yerli yersiz çok fazla gülüyorsa, içten içe yalnızlık çekiyordur.
Eğer çok fazla uyuyorsa, büyük ihtimalle üzgündür, hüzünlüdür.
Eğer anormal derecede yemek yiyorsa, sinirlidir, gergindir.
Eğer bir insan ufak şeylere bile ağlıyorsa; ya çok yumuşak kalplidir ya da masum olmasına rağmen suçlanıyordur.
Eğer bir insan her şeye çok çabuk sinirleniyorsa, sevgiye ihtiyacı vardır.
Eğer çok fazla uyuyorsa, büyük ihtimalle üzgündür, hüzünlüdür.
Eğer anormal derecede yemek yiyorsa, sinirlidir, gergindir.
Eğer bir insan ufak şeylere bile ağlıyorsa; ya çok yumuşak kalplidir ya da masum olmasına rağmen suçlanıyordur.
Eğer bir insan her şeye çok çabuk sinirleniyorsa, sevgiye ihtiyacı vardır.
18 Haziran 2014 Çarşamba
17 Haziran 2014 Salı
Adam gibilerin yok olup ADAMların yaşadığı bir dünyaya..
merhabalar..
Erdal Demirkıran ın sitesinde gezinirken buldum bu yazıyı. Seviyorum o adamı ,ben dünyanın en akıllı insanıyım diyor öyledir belkide adam önce kendi inanmış insanlara bunu ispat edecek cesareti ve gücü toplamış kendinde.
Gel gelelim adamlık mevzusuna. Pek yakından şahit olamadım karşıma çıkanlar elimi tutanlar yoksunlardı bu meziyetten genelde.Ama siz siz olun her şeyden önce cebinden,kariyerinden,yakışıklılığından önce adamlığına bakın .
Bizim sorunumuz bu zaten ilk görüşte aşık olup kısa mutluluklar yaşayıp hayatımızın adamını bulduğumuzu sanarız. Tabi ilişkinin 2. evresi karakteri gün yüzüne çıkınca hobaaa gelsin mutsuzluk..
Bende de öyle oldu ilk görüşte aman Allah'ım hayatımın erkeği modu sonra tutulmayan sözler,sorumsuz bir herif ve hiç bir yönden beş para etmez biri olduğu gerçeği tokat gibi çarpıldı yüzüme.Onun gibiler sadece kendinden iğrendirmez tüm erkeklerden hatta insanlardan iğrendirir acaba bu tanışacağım da bunun gibi mi korkusuyla bir süre asosyal olur çıkarsınız.Aman olun! Neyse ki kötü alışkanlıklarımdan kurtuldum ben darısı benim gibilere..
Hayatımızın ADAMlarını bulmak dileğiyle ..
Erdal Demirkıran ın sitesinde gezinirken buldum bu yazıyı. Seviyorum o adamı ,ben dünyanın en akıllı insanıyım diyor öyledir belkide adam önce kendi inanmış insanlara bunu ispat edecek cesareti ve gücü toplamış kendinde.
Gel gelelim adamlık mevzusuna. Pek yakından şahit olamadım karşıma çıkanlar elimi tutanlar yoksunlardı bu meziyetten genelde.Ama siz siz olun her şeyden önce cebinden,kariyerinden,yakışıklılığından önce adamlığına bakın .
Bizim sorunumuz bu zaten ilk görüşte aşık olup kısa mutluluklar yaşayıp hayatımızın adamını bulduğumuzu sanarız. Tabi ilişkinin 2. evresi karakteri gün yüzüne çıkınca hobaaa gelsin mutsuzluk..
Bende de öyle oldu ilk görüşte aman Allah'ım hayatımın erkeği modu sonra tutulmayan sözler,sorumsuz bir herif ve hiç bir yönden beş para etmez biri olduğu gerçeği tokat gibi çarpıldı yüzüme.Onun gibiler sadece kendinden iğrendirmez tüm erkeklerden hatta insanlardan iğrendirir acaba bu tanışacağım da bunun gibi mi korkusuyla bir süre asosyal olur çıkarsınız.Aman olun! Neyse ki kötü alışkanlıklarımdan kurtuldum ben darısı benim gibilere..
Hayatımızın ADAMlarını bulmak dileğiyle ..
16 Haziran 2014 Pazartesi
Nasıl evlenirsin kıvırcık !
Şuan şoktayım :) okuldan arkadaşım erkek arkadaşının bile varlığı meçhul olan kıvırcık evlenmiş hemde dün. Ben hala sapım Allah ım tez zamanda bana da hayırlı bir kısmet hasetimden çatlayacağım yahu :)) İnşallah ayakkabısının altında adım vardır >:(
8 Haziran 2014 Pazar
Hayaller Köşesi
Uzunca bir süredir giremiyordum sonunda fırsatımı buldum nihayet.Vizeydi finaldi derken bilgisayar başına haftalardır oturmadığımı fark ettim :) Hayatımı düzene soktum sayılır.Spora gidiyorum haftanın üç günü. kalan günlerde de kpss ye hazırlanıyorum tabii torpil yok benim siyasi görüşüm iktidar değil atanmam imkansız gibi bir şey ama çıkmamış candan umut kesilmezmiş :) Birde Balıkesir'e atanırsam oh keyfim beyde olmaz be . Şöyle küçük ufakta olsa manzarası olan 1+1 ev istiyorum. Arkadaşsız aşksız sakin ve huzur dolu..Yalnızlık o kadarda kötü bir şey değilmiş yahu özlemişim.Bana dua edin bol bol :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)